2026’da dolar için zayıflama baskısı güçleniyor. Fed’in gevşeme adımları ve küresel büyümede ivmelenme, dolar talebini zayıflatabilir. Ancak yakın vadede toparlanma ihtimali de göz ardı edilmemeli.
ABD doları, bu yılın sonlarına doğru bir miktar toparlanma sinyali verse de 2026’da yeniden baskı altında kalması olası görünüyor. DXY endeksi bu yıl yaklaşık %9 değer kaybetti ve 8 yılın en kötü yıllık performansına işaret ediyor. Faiz indirimleri yoluyla Fed politikalarının gevşemesi beklentisi, getiriler arasındaki farkları daraltıyor ve bu da doları baskılıyor. Bankalararası borçlanma maliyetleri ile BIS verilerine göre gerçek etkili döviz kuru (REER) ise hâlâ yüksek seviyelerde seyrediyor; doların uzun vadede overvalued (değerli) kalabileceğine işaret ediyor.
Reuters tarafından kasım sonu ile aralık başında gerçekleştirilen anketteki stratejistlerin çoğu, 2026’da doların zayıf kalacağı yönündeki görüşlerini korudu. Küresel büyüme ivmelenirse, doların görünümünü törpüleyen bir başka unsur olarak karışık bir getiri ortamı öne çıkıyor.
Global growth ve doların yönü
Gelecek yıl büyüme oranlarında küresel eşitleme beklentisi, doların küresel konumunu etkileyecek kilit bir faktör olarak öne çıkıyor. Brandes Global’in portföy yöneticisi Anojit Sarin, “diğer ekonomiler gelecek yıl daha hızlı büyüyecek” derken, Avrupa ve Asya’da büyümeye paralel olarak ABD’nin büyüme farkının azalacağını savundu. Amundi’nin üst düzey ismi Paresh Upadhyaya ise “küresel büyüme performansı güçlendikçe dolar talebi zayıflayabilir” diye konuştu.
Analistler, ABD büyüme gücünün azalması veya dikkat çekici bir kırılma olması halinde dolarda ilave baskının gelebileceğini belirtiyor. Ancak yapay zeka gelişmeleriyle ABD hisselerinin sermaye akışını çekmesi kısa vadede dolara destek sunabilir; bu destek de sürdürülebilirlik açısından sınırlı olabilir.
Diverging merkez bankası politikaları
Geniş tabanlı beklentiler, Fed’in faiz indirimleri yolunda hareket edeceği yönünde olsa da diğer büyük merkez bankalarının duruşlarını değiştirmemesi, dolar üzerinde baskıyı sürdürmeye adaydır. Aralık ayında Fed’in politika faizi üzerinde indirimi işaret eden bir yol haritası çıkarılması, gelecek yıl için daha dovish bir görünümü destekliyor. Aynı dönemde başkanlık koltuğu için adı geçen adaylar arasında Kevin Hassett, Kevin Warsh ve Chris Waller gibi isimler, mevcut seviyelerin altında faizin uygulanması gerektiğini savunan görüşleriyle dikkat çekti.
Avrupa tarafında ise Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) 2026’da mevcut politika duruşunu sürdürması bekleniyor; bazı ekonomistler enflasyon ve büyüme göstergelerinin yeni projeksiyonlarda yukarı yönlü revize edilmesi ihtimalinden bahsediyor. ECB Kasım-Aralık toplantılarında faizler değişmedi ve büyüme ile enflasyon tahminleri üzerinde güncellemeler yapıldı.
Kısa vadede toparlanma, uzun vadede baskı
Uzun vadeli eğilimler ekseninde dolar için zayıflama öngörüsü geçerli olsa da kısa vadede destek bulabilecek bazı gelişmeler de mevcut. Yapay zekâya yönelik artan ilginin US hisselerine yönelmesini sağlayabileceği ve bu sermaye akışlarının geçici dolara destek sunabileceği belirtiliyor. Hükümetin kapanmanın kapanmasıyla birlikte ekonominin yeniden açılması ve bu yıl alınan vergi kolaylıklarının ilk çeyrekte dolar için yukarı yönlü hareketleri geçici olarak tetikleyebileceği düşünülüyor. Ancak bu etkilerin sürdürülebilir bir güç sağlayacağını söylemek zor.
Sonuç olarak, piyasa katılımcıları 2026’da doların zayıf kalacağına dair ana senaryoyu koruyor. Global büyüme momentumunun güçlenmesi ve Fed’in politika duruşunun daha da gevşemesi, dolara yönelik baskıyı sürdürürken, kısa vadeli hareketler bazı belirsizlikler içeriyor. Doların yönü, küresel büyüme verileri ve merkez bankalarının politika açıklamalarıyla belirmeye devam edecek.
Not: İçerikte kullanılan anahtar kavramlar: ABD doları, DXY endeksi, Fed, faiz oranları, küresel büyüme, gerçek etkili döviz kuru (REER), BIS, ECB, para politikaları.