Cuma, Aralık 5, 2025
Ana SayfaSGKEmekliAvrupa’da emeklilik yükü ağırlaşıyor: Yeni reform arayışları hız kazanıyor

Avrupa’da emeklilik yükü ağırlaşıyor: Yeni reform arayışları hız kazanıyor

Avrupa ülkelerinde hızla yaşlanan nüfus, emeklilik sistemlerini zorluyor. Devlet bütçeleri üzerindeki yük artarken, birçok ülkede emeklilik yaşının 70’e çıkabileceği tartışmaları alevleniyor.

Yükleniyor...
Takip et Gazete Banka Google Haberler Düğmesi

Avrupa’da yaşlanan nüfus, emeklilik finansmanı ve çalışan-emekli dengesi giderek daha fazla gündem yaratırken, kıtanın birçok ülkesinde “geleceğin emekliliği” yeniden masaya yatırılıyor. Demografik baskının giderek arttığı bu dönemde, emeklilik açıkları, prim yükü ve kamu finansmanı riskleri Avrupa’nın uzun vadeli sürdürülebilirliğini tehdit eden başlıca başlıklar arasında öne çıkıyor.

Avrupa Birliği verileri, göç eğilimi değişmediği takdirde 451 milyon olan nüfusun 2070’te 432 milyona gerileyeceğini gösteriyor. Aynı dönemde 65 yaş üstü nüfusun payı artmaya devam edecek. Kıtanın genelinde bugün her bir emekliyi sadece iki çalışan finanse ediyor. Bu oran düşmeye devam ettikçe sosyal güvenlik dengesi daha da zorlanacak.

Sosyal güvenlik maliyetleri rekabeti etkiliyor

Avrupa’da artan emekli sayısı yalnızca sosyal sistemleri değil, doğrudan ekonomik rekabet gücünü de etkiliyor.

Şirketler açısından yüksek prim yükleri maliyet baskısını artırırken, güçlü sağlık ve emeklilik sistemi, nitelikli iş gücü açısından Avrupa’yı cazip bir bölge hâline getiriyor.

Ancak klasik dağıtım modeli artık sınıra dayanmış durumda. Çalışanların ödediği primlerin doğrudan mevcut emeklilere aktarıldığı sistem, yaşlanan toplum yapısına ayak uyduramıyor.

Devlet bütçeleri alarm veriyor

Birçok ülkede emekli maaşlarını finanse etmek için devlet bütçesi devreye giriyor. Almanya bu yıl emeklilik sistemine 100 milyar euronun üzerinde katkı yaptı. 2040’a gelindiğinde bu katkının 150 milyar euroyu aşacağı tahmin ediliyor. Bu rakam GSYH’nin yüzde 6–7’sine karşılık geliyor ve devletin diğer alanlarda hareket alanını daraltıyor.

İtalya, GSYH’sinin yaklaşık yüzde 16’sını emeklilik sistemine ayırarak Avrupa’nın en yüksek payını ayıran ülke konumunda.

İspanya ise düşük doğurganlık nedeniyle yakın gelecekte finansman açığı en hızlı büyüyen ülke olma riski taşıyor.

Avusturya’da ise yüksek kamu katkısı şimdilik siyasi olarak kabul edilebilir görülüyor ve ülke emeklilik standartlarıyla övünüyor.

İsveç ve Baltık modeli: Ne kadar prim, o kadar maaş

İsveç ve Baltık ülkelerinde uygulanan “katkı kadar maaş” modeli, giderek daha fazla ülke tarafından dikkatle izleniyor. Bu yapıda birey ne kadar prim öderse, karşılığında o oranda emekli maaşı alıyor. Böylece sistem otomatik olarak kendi dengesini korumayı hedefliyor.

Tartışmalar büyüyor: Emeklilik yaşı 70’e mi çıkacak?

Avrupa’da emeklilik yaşını belirleme sistemi ülkeden ülkeye değişiyor. Dokuz AB ülkesi emeklilik yaşını yaşam beklentisine bağlıyor. Danimarka, Hollanda, Estonya ve Slovakya bu ülkelerin başında geliyor.

  • Portekiz’de yaşam beklentisi her bir yıl arttığında çalışma süresi yaklaşık 8 ay uzuyor.

  • OECD’ye göre bu otomatik modeller uzun vadede emeklilik yaşını 70’in üzerine taşıyabilir.

Otomatik ayarlama olmayan ülkelerde reform süreci daha zorlu ilerliyor.

Fransa’da emeklilik yaşını 62’den 64’e çıkarma girişimi büyük protestoların ardından bir sonraki seçim dönemine ertelendi.

İsviçre’de de benzer şekilde halk referandumda emeklilik yaşının 66’ya çıkarılmasını reddetti.

Hollanda ve Danimarka: Alternatif bir finansman modeli

Hollanda ve Danimarka’da uygulanan modelde, ülkede yaşayan herkese devlet tarafından temel emekli maaşı sağlanıyor. Bu maaşlar primlerle değil, doğrudan vergilerle finanse ediliyor. Böylece sisteme katkı sağlayanlar geniş bir tabana yayılıyor ve finansman riski azalıyor.

Almanya’da ise serbest meslek sahipleri ve memurlar devlet emeklilik fonunun dışında olduğu için finansman tabanı daha dar.

CFA Enstitüsü’nün yıllık endeksine göre Hollanda ve Danimarka, Avrupa’nın en sürdürülebilir emeklilik sistemlerine sahip ülkeleri olarak öne çıkıyor.

Doğu Avrupa’da başarısız fon deneyimi

Polonya ve Macaristan, 1990’larda özel fonlara dayalı birikim sistemi denedi. Ancak 2008 finans krizi ve siyasi türbülans bu fonların büyük oranının tekrar devlet sistemine aktarılmasına yol açtı.

Bu süreç, büyük birikim fonlarının kriz dönemlerinde siyasi müdahaleye ne kadar açık olduğunu ortaya koydu.

Polonya hâlen sosyal katkıların yaklaşık yüzde 3’ünü özel fonlara yönlendiriyor, ancak sistemin kapsamı oldukça sınırlı kaldı.

Emeklilik geliri düşüyor, yoksulluk riski artıyor

OECD verileri, Avrupa’da ortalama gelire sahip bir çalışanın emeklilikte gelirinin yalnızca yüzde 61’ini koruyabildiğini gösteriyor. Bu oran bazı ülkelerde yüzde 40’ın altına inerken Hollanda, Portekiz ve Türkiye’de yüzde 90’ın üzerine çıkıyor.

Gelir düzeyini belirleyen tek etken kamu emekliliği değil.

Bireysel birikimler, ek tasarruflar ve konut sahipliği de yaşam standardını önemli ölçüde etkiliyor. Bazı ülkelerde düşük emekli maaşı ancak bu ek varlıklarla dengelenebiliyor.

Gazetebanka Haber Merkezihttps://www.gazetebanka.com
Gazetebanka Haber Merkezi, ekonomi, finans, piyasalar, borsa, döviz, altın ve kripto para alanlarında hızlı, doğru ve tarafsız haber akışı sunan profesyonel yayın ekibidir. Ekonomiye dair tüm gelişmeleri anlık ve güvenilir kaynaklardan takip ederek okuyucularımıza ulaştırmayı amaçlar.
İLGİLİ YAZILAR

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz