2025’te petrol ve gaz piyasalarını yönlendiren ana dinamikler analiz edildi. OPEC+ kararları, Çin talebinin zayıflığı ve ABD’deki tarifeler fiyatları etkiledi. LNG ve jeopolitik riskler ise 2026 için yeni kartları belirliyor.
Ana dinamikler ve 2025’in fiyat manzarası
FocusEconomics analistine göre Brent petrolün bu yılki fiyat grafiği, 2025’i belirleyen olayların özeti niteliğinde. Nisan 2024’ten itibaren devam eden düşüş trendine rağmen, OPEC+ üretim artırımları piyasalarda baskı yarattı. Çin ekonomisindeki zayıf performans, konut sektöründeki kırılmalar ve zayıf dış talep, baskıyı artırdı. Ayrıca ABD’nin Liberasyon Günü tarife kararları ve kısa süreli İran-İsrail gerginliği Brent’i etkiledi. Ardından bu yıl OPEC+’ın sürpriz üretim artışları, piyasa payını geri kazanma çabalarıyla bir dönüm noktası oldu.
Brent fiyatları, talep ve arz dengeleri
Brent için 2025, arz tarafında OPEC+’un artan üretimiyle aşağı yönlü bir beklentiyi beraberinde getirdi. Temel destek ise Çin talebinin yavaşlaması ve tüketici güvenindeki baskı olarak görünüyor. Tarife politikaları ise kısa vadeli volatiliteyi artırdı; ancak yıl sonuna doğru baskı daha çok arz odaklı hareketlerle etkili oldu. Petrol piyasasında bölgesel farklar da belirginleşti ve küresel arz-kapasite dinamikleri ön plana çıktı.
Doğal gaz ve LNG manzarası
Doğal gaz tarafında, 2025’te özellikle ABD’de LNG ihracatını hızlandıran politikaların etkisiyle yükseliş eğilimi görüldü. Trump’ın başkanlığıyla LNG ihracat ruhsatlarının hızlanması, yerli gaz piyasalarını güçlendirirken küresel akışlarda da farklılaşmaya yol açtı. LNG kapasitesindeki artışlar, bölgesel fiyat farklarını daraltma potansiyeli taşıyor ve Asya-Avrupa arasındaki lidelliği etkileyebilir.
2026 için temel öngörüler
FocusEconomics’e göre 2025’teki ana trendler 2026’da da belirgin kalacak. Brent için ortalama seviyelerin Pandemi öncesi döneme yakın bir düşüş göstermesi öngörülüyor; ABD doğal gazı için ise 2014 sonrası en yüksek yıllık ortalamanın görülebileceği tahmin ediliyor. OPEC+ üretimini sürdürmesi beklenirken, küresel büyüme etkilerinin yumuşamasıyla arz tarafında kademeli bir artış öngörülüyor.
Talep artışı ve bölgesel dinamikler
Küresel petrol talebinin 2026’da artmaya devam etmesi bekleniyor; 2026’da küresel petrol üretiminin yaklaşık %1,1 oranında artacağı öngörülüyor. Doğal gaz talebinin ise yaklaşık %2 artması ve Asya’daki LNG talebinin 4%’ten fazla büyümesi bekleniyor. Bu arada LNG ticaretinin küresel dengesine katkı yapan altyapı projelerinin (ABD ve Katar) devreye girmesi, bölgeler arası fiyat farklarını daraltabilir.
Jeopolitik riskler ve arz güvenliği
2026 için en önemli riskler arasında Rusya-Ukraine çatışmasının etkileri ve Orta Doğu’daki volatilite bulunuyor. Ayrıca enerji politikalarının değişmesi halinde Rusya’nın piyasalara etkisi artabilir. Tarife tehditleri, barış görüşmeleri ve yaptırımların olası gevşemesi, küresel arzı etkileyebilir ve fiyatları yönlendirebilir. ABD’nin LNG kapasitesinin artması, iç piyasa fiyatlarını yukarı çekerken, dış piyasaları baskı altında bırakabilir; bu da küresel gaz fiyatlarının entegrasyonunu hızlandırabilir.
Piyasalarda yön tayini
Küresel üretim artışı 2026’da da sürüyor olsa da, OPEC+ içindeki gerilimler ve ülkelerin quotasuz üretim artışları, arzın hangi hızla yükseleceğini belirleyen temel etmenler olacak. EIA ve IEA gibi kurumların gelecek ayardaki revizyonları, hem üretim hem de talep dinamiklerini güncel tutacak; bu nedenle yatırımcılar ve politika yapıcılar için yakından izlenmesi gereken bir tablo ortaya çıkıyor.