Sorunlu Olan Sizin Tercihleriniz

Olup biten her şey gözümüzün önünde cereyan ediyor. Özgür düşünen beyinler, elbette durumun ne olduğunu ve vahametini görüyor. Kendi düşüncesi olmayan, kendi adına hep başkalarının düşünmesini, konuşmasını kabullenmiş aklını kiraya vermişler ise uydurulan sanallara kanıyorlar. Öyle ki, bir siyasetçimizin söylediği; “Uzaya dört şeritli yol yaptık desek inanacaklar!”. Hatta, iki katlı uçaklar yaptığımıza inananlar bile var! Şairin dediği gibi, “Bu durum ile bize, bizden büyük olmaz düşmen”

Türkiye’mizin asıl ve gerçek gündemi ekonomi. Dış ilişkiler, sınırlarımızda güvenliğimizi tehdit eden oluşumlar, Doğu Akdeniz, Ege gibi hayati öneme haiz meselelerimiz arka planda kalıyor. Çünkü milletimiz yanlış politikalar yüzünden “harap” ve “bitap” düşmüş durumda. Önce cüzdanlara düşen yangın mutfaklara sirayet etmiş ve bacayı sarmış durumda. Bu problemi çözmekle yetkili olanlar, çözüm yerine polemik üreterek ülkeyi kaos ortamına sürüklemekle meşguller. Milletin içler acısı durumu ile yaptıkları alaycı ve inkarcı açıklamalarla başımıza mizah ustası kesildiler.

Gündem; düşürülen faizler ve buna bağlı olarak yükselen döviz kuru. Kurun yükselmesiyle çalışanların, emeklilerin, asgari ücretlilerin, esnafın, çitçinin, köylünün saplandığı yoksulluk batağı..Bu acı tabloyu göremeyen ya da görmeyerek millete hiçbir fayda temin etmeyecek, rantiyecilerin iştahını kabartan birtakım sanal projelerle milleti uyutmaya gayret eden, siyasi deha olarak kabul gören yöneticiler!

Gerçekler şöyle: Döviz kurunun artmasıyla maaşlarda erime bitti, buharlaşma evresine geçildi. Her şeyin fiyatı her saat başı, her gün artarak değişti. Ama, işçinin, memurun, asgari ücretlinin maaşları değişmedi. Oysa milletimiz daha iyi şartlarda insanca yaşamayı hak ediyor. Ne yazık ki, daha iyi şartlarda yaşamayı istemek bazı siyasilerimiz tarafından vatan hainliği olarak nitelendiriliyor.

Kurun yükselişini dış güçlere atfetmek de güncel politikamızın kurtuluş reçetesi. Faizleri, faiz lobilerine; kurun yükselişini de dış güçlere bağlamak yönetenlerimizin acziyetinin örtüsü oluyor. Ama nafile..Adama sorarlar: Ülkeyi dış güçler mi yönetiyor? 20 yıldır siz ne yapıyorsunuz da ekonomimiz üzerinde faiz lobileri ve dış güçler egemen? Sizi ne için seçtik biz? Kendinizi bu şekilde aklayamazsınız. Bu, sizin tercihiniz ve bu tercihlerinizle milletin çanına ot tıkatınız. Başarısızlığınızın ağır faturasını her zaman olduğu gibi milletin cılız omuzlarına yüklediniz. Artık bu sıklet bu yükü taşıyamaz oldu.

İktidar olmak, muktedir olmaktır. Muktedirliğinizi dış güçlere ve faiz lobilerine kaptırdıysanız bunun sorumlusu sizsiniz. İktidar; ağlama, şikayet etme yeri değil, çözüm üretme yeridir. Lütfen, milletin içerisine düştüğü müşkül duruma el ele vererek, kavgasız, patırtısız, karşılıklı anlayış ve hoşgörüyle hep birlikte çare bulun. Bir masa etrafında bir araya gelerek çözümler üretin. Bu ülke, bu devlet bizim; gideceğimiz başka bir ülke yok. Vatanımızda hür ve bağımsız olarak huzur ve refah içerisinde yaşamak istiyoruz. Bu, bizim en doğal hakkımız. Sizlerden haklarımıza sahip çıkmanızı bekliyor ve istiyoruz. İşte, vatan, millet, devlet ve bayrak sevgisi budur!