Farkına Varılmayan Tehlike!

Kasım ayı enflasyon rakamları açıklandı. TÜİK’in yaptığı resmi açıklamaya göre “yıllık tüketici enflasyonu (TÜFE) yüzde 21,31. Ekim’de açıklanan enflasyon yüzde 19,89’du. Kasım ayı enflasyon beklentisi yüzde 20,7 idi. Böylece resmi enflasyon, beklentileri aşmış oldu. Müstesna kurumumuz TÜİK’in bu enflasyon ölçümünü neye göre yaptığı belli olmamakla beraber, çarşıda, pazarda ve marketlerde yaşanan günlük fiyat artışları vatandaşın yaşadığı enflasyonun yüzde 60’ların üzerinde olduğu hakikatini gösteriyor. Bu, abartı değil, vatandaşın yaşadığı gerçek..

Ekonomik bir kriz yaşadığımız –yönetenlerimiz kabullenmese de- bir gerçek. Dolar, 13 TL’yi aşmış 14 TL’ye tırmanma antrenmanlarını yapıyor. Ekonomide izlenen yolun, inatlaşmadan, yanlış olduğunu kabullenip ekonomi biliminin gerçeklerine uygun bir yol izlenmesi zaruridir. Dövizin artmasının nedeni Merkez Bankası’nın faiz indirimiyle alakalıdır. Yaşadıklarımızdan ortaya çıkan gerçek; enflasyon sebep, faiz sonuçtur. Bizim gibi ekonomisi tamamen dışa bağımlı ülkeler, milli ve yerli üretime yönelmedikçe bu tahakkümden kurtulamazlar. Tüketirken değil, üretirken büyüyen bir ekonomi ülkelerin gelişmişliği ve bekası için olmazsa olmazdır.

Ülkemizde yaşanan kriz uzmanlar tarafından epeyce bir süredir gündemde tutularak tartışılıyor. Ekranlara yansımasına rağmen pek konuşulmayan dipten gelen bir krizi yaşıyoruz. Elbette bu kriz de dolara bağlantılı.. Bu kriz, içinden çıkılamayan tarım sektörüyle alakalı.. Bir zamanlar çok övündüğümüz dünyanın kendine yeten 7 ülkesinden biri olmamız mazi oldu. Doların artmasının yanı sıra tarım ürünlerinde düşürülen gümrük vergileri ile ithalatın önünün açılması çiftçimizi üretim yapamaz duruma getirdi. Tarımda kullanılan gübrenin ve diğer ekipmanların ithalatla temini çitçimizi tarımdan vazgeçme durumuna getirdi.

Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü(TİGEM), doların sat başı artması nedeniyle, gübre alımı için açtığı ihalelere firmalar katılamıyor. Bu durumda TİGEM, çiftçiyi sübvanse edecek gübre alımını gerçekleştiremiyor. Korkmamız gereken asıl büyük tehlike burada.. Artan fiyatlardan dolayı gübre alamayan çitçimiz ya ekimden vazgeçiyor, ya da gübresiz ekim yapmak zorunda kalıyor. Arazilerimizin ekilmemesi sebze ve diğer tarım ürünlerinde tamamen dışa bağımlı olmamız demek. Yani ithal bütün gıda ürünlerini, sebze ve tüm tarım ürünlerini ithal edeceğiz. Bu da üç beş tüccarın ağına düşürülmek anlamı taşıyor. Zaten ithal edilen arpa, buğday, mercimek, nohut…gibi temel gıda maddeleri çiftçimize yeterince darbe vurmuştu. Tarım için olmazsa olmaz ihtiyaç olan gübre de üç beş ithalci stokçunun elinde oluğu için tarım üretimimiz çok büyük bir darbe alarak çiftçimiz de büyük mağduriyetlere düşürüldü.

Bu vahim durum için acil tedbirler alınmalı ve ülkemiz tarım ürünlerinde dışa bağımlılıktan kurtulmalıdır. Bunun için çitçimiz her konuda desteklenmeli, kullanması gereken gübre ve diğer ekipmanlar konusunda devletçe sübvanse edilip üretime teşvik edilmelidir. Ürettikleri de çiftçimizin elinde kalmamalı, hükümetlerimiz ve yerel yönetimlerimizin işbirliği ile alınıp hizmet olarak vatandaşlarımıza sunulmalıdır. Ülkemiz tarımsız, arazilerimiz ekinsiz, çitçimiz mağdur olmasın. Dışarıdan almayalım, üretelim ve dışarıya satalım. İşte, gerçek beka sorunumuz bu! Yeniden, mazi olan o güzel yıllara dönmek dileğiyle..

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Remzi Sarıkaş - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Gazete Banka Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Gazete Banka hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Gazete Banka editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Gazete Banka değil haberi geçen ajanstır.