Seninle helalleşmek istiyorum klavyem. Bu ülke böyle yönetildiği sürece aynı sorunları yazmaya devam edeceğim. Aynı güzergahta seyahatimiz devam edecek. Çok tekrara düşüyorum, ama başka çıkış yolu bulamıyorum. Yanlışların cenderesinde sıkışıp kaldık, kurtuluş gözükmüyor. Belki seni sıkıyorum ama başka ne yapabilirim ki..? Neticede ben de bu sorunlarla hemhal olan bir vatandaşım. Belki tekil ifadelerle anlatıyorum ,ama her anlattığım büyük bir çoğunluğun ortak sorunları, ortak kaygıları, ortak sıkıntıları.. Bunlardan soyutlanıp güzel hayallerle süslenmiş sahte dünyaların başka alemlerinden bahsedemem ki.. Yaşadığımız hakikatler duygu dünyamıza ket vuruyor, coşkun akması gereken duygu selimizin önünde engel oluşturuyor.
Düşünce ve duygu dünyamızı teslim alıp işgal eden bu çıkmazdan bir türlü kurtulamıyoruz işte.. Bu hengameyi yaşayan, yaşanan yanlışların faturasının en ağırını ödemek zorunda olan büyük bir kitlenin içerisinden bir bireyim. Toparlanıp “ben”, “ben” olamıyorum ki.. Böyle giderse de beklentilerim hep başka bahara kalacak, bir ömrü böyle kısır, böyle verimsiz tüketeceğiz. Bir kısır döngünün içine hapsedilmiş durumdayız; çıkış var, ama çıkış için umut yok.
Elbette isterdim ki, ta Orta Asya’dan başlayıp Anadolu’ya uzanan bir seyahatin kahramanlıklarının insana ümit, coşku ve heyecan veren enstantanelerinden bahsedeyim. Zalime boyun eğmeyen, zulmün karşısında dikilen, yiğitliği ve kahramanlığıyla tarihte adını yazdıran, çağlar kapatıp çağlar açan atalarımı anlatan yazılar çok isterdim elbette.. Yunus’un deryasından birkaç yudumu tattırmak arzumun gerçekleşmesini de çok isterdim. Dadaloğlu gibi, Köroğlu gibi, Pir Sultan gibi haksızlığa, zulme uğrayanlara arka çıkanları anlatmak isterdim. Karacaoğlan gibi bir sevgilinin peşinden diyar diyar dolaşmak da isterdim. Evliya Çelebi gibi “şefaat” dileyecekken heyecanlanıp “seyahat” dileyerek yollara düşüp diyar diyar, şehir şehir, ülke ülke gezmek isterdim. Piri Reis gibi ummanlarda seyahate çıkıp yeni dünyaları keşfetmek isterdim…
Ve Mustafa Kemal Atatürk olup bütün yolsuzluklarla, adaletsizliklerle, ayrıştırıcı ve ötekileştirici uygulamalarla, mezhepçilik ve çağdışı fikirlerle, hurafeleri menfaatleri için inanç diye yutturup gerçek inançları yok eden yobazlarla, sömürgeci düşüncelerinin ürünü olarak kendi milletlerinin refahı ve menfaatleri için değişik coğrafyalarda oluk oluk kan akıtan vampir emperyalistlerle…mücadele etmek isterdim.
Görüyorsun ya klavyem, ben bugün gerçekleşmesi imkansız gibi görünen şeylerin hayalini kuruyorum. Olsun, hani bir şarkıda geçiyordu ya, “…hayali cihan değer”.. Bunları da yazabileceğimiz güzel zamanlara olan inancımı henüz tam olarak yitirmedim. O zamanlar da mutlaka gelecek; “Belki yarın, belki yarından da yakın!” Bu inançla yaşamaya ve hayalleri zenginleştirmeye devam. “Elbet bir gün kavuşacağız!”
Yine de ben, seninle helalleşmeye öncelik tanıyorum, belki bir yerlere mesaj olur!
Yorum yazarak Gazete Banka Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Gazete Banka hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Gazete Banka editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Gazete Banka değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Gazete Banka Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Gazete Banka hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Gazete Banka editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Gazete Banka değil haberi geçen ajanstır.