Çözüm(Süz) Değilsiniz!

Her gün yaşamakta olduğumuz ağır ekonomik şartlar çözümsüzlük nedeniyle Türkiye’mizi bir bilinmeze doğru sürüklüyor. Bu gidişat milli güvenlik sorunu haline gelecek şekilde ürkütücü bir hal alıyor. Ekranlara yansıyan ekmek kuyruğundaki bir yaşlı amcanın ağlayarak “Hakkımı helal etmiyorum!” diye serzenişi sadece bir pişmanlığın değil, ekonomik sorunun sosyal soruna dönüştüğünün de belirtisidir. Her toplum, her birey insanca yaşamak ister. Bu, genelde toplumların, özelde bireylerin en doğal hakkıdır.

Yıllarca çalışarak ülkenin kalkınmasına katkıda bulunan ve emeğiyle devletini yücelten insanların iyi yaşamak istemelerinden daha doğal bir şey olamaz. Böyle bir yaşamı onlara sağlamak yöneticilerimizin bir lütfü değil, vazifelerinin gereğidir. Bu vazifeyi yerine getirmek de bir mecburiyettir. Türkiye gibi yer altı ve yerüstü kaynakları bakımından zengin bir ülkenin ekonomik kriz yaşaması tamamıyla bir sistem sorunu ve yönetim zafiyetidir

Ülkesinde milli parasının nasıl pula dönüştüğünü görmek ayaklarımıza vurulan pranga, bağrımıza saplanan bir hançer, ocaklarımıza düşürülen yangın gibidir. Öyle ki, elinizdeki parayı havaya fırlatsanız yere düşünceye kadar değer kaybediyor. Ülkemiz yabancılar için adeta bir ucuzluk cenneti, kendi insanımız için ise bir cehennemi andırıyor. Yani, öz yurdumuzda garip hale düşürülmüşüz.

Bu gidişatı sadece halkın yoksulluğundan ibaret olarak görmemek lazım. Ekonomide yaşanan bu sorunun yönetenlerimiz tarafından kabul edilmemesi çözümsüzlüğün ana nedeni olarak ortaya çıkıyor. Çünkü, çözüm için önce kabullenmek lazım. Stratejik bir coğrafyada verimli topraklara sahip ülkemizin çözümsüzlük sarmalına düşürülmesi bünyemize şırınga edilen bir virüs gibidir. Acilen entübe olmadan tedaviye tabi tutulması şart. Aksi takdirde hastalık ilerleyecek, virüs başka organlara sıçrayacak ve neticede tedavi güçleşecektir. Yani ortaya bir güvenlik sorunu ve buna bağlı olarak da beka sorunu çıkacaktır. Tüm yetkililerimizin acil eylem planı yapmaları ve hiç zaman kaybetmeden uygulamaya geçmeleri şarttır. Her geçen süre aleyhimize işliyor. Tamamen dışa bağımlı olan ekonomimizin bir oksijen çadırına alınması ve bu dışa bağımlılıktan kurtarılması gerekmektedir; bu bir milli görevdir.

Millilik, sözde değil özdedir; yerlilik de öyle. İcraatlarınızla milli ve yerli olduğunuzu göstermelisiniz. Sadece lafla, nutuk atmakla olmuyor. Tüm imkanlar elinizdeyken gösterin kendinizi. Sağa sola sataşmadan, istişare ederek ve muhataplarınızı anlayarak koyun ortaya çözümlerinizi. Yenin bu ülkenin ve bu milletin makus talihini. Her şeyi Hakk’a göre ve halk için yapın. Bir “Oooohhh!” dedirtin bu kadim millete ve duasını alın. Çözümün peşinde olun, çünkü çözüm sizde. En doğru ve en kestirme yolu tercih edin. Unutmayın ki; “Çözümün bir parçası olmayan, sorunun bir parçasıdır.” Lütfen tercihinizi vakit kaybetmeden doğru yapın. Bu milletin dayanacak takati kalmadı artık.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Remzi Sarıkaş - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Gazete Banka Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Gazete Banka hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Gazete Banka editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Gazete Banka değil haberi geçen ajanstır.